Kivi
Kivi meyvesi ülkemize yeni gelmiş bir meyve türüdür. Dünyada üretimi 50-60 yıl öncesinde başlamış olmasına rağmen, son 20 yıl içinde büyük ölçüde yaygınlaşmış ve tüketim pazarlarında da önemli olmuştur. Bunun en önemli nedenleri, özellikle C vitamini bakımından limondan 5 veya 6 kez daha zengin olması, A, D, ve E vitaminleri ile Zn (Çinko), Fe (demir), P (Fosfor) ve diğer madensel maddelerini diğer birçok üründen daha fazla içermesi, kendine özgü tat ve aromasının tüketiciler tarafından beğenilmesi oluşturmaktadır.
Ülkemizde de kivi yetiştiriciliği kamu ve özel kesimlerde son 14-15 yıldan beri ilgi çekmeye başlamıştır. Özellikle Doğu Karadeniz ve Marmara bölgelerinde yaygınlaşmıştır. İlimizde ilk çalışmalar, 1987 yılında Çaykur'a bağlı Çay ve Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü'nün Yalova'dan getirdiği Kivi fidanlarıyla kurduğu deneme bahçeleri ile başlamıştır. Yapılan deneme çalışmaları kivinin ilimiz iklim ve ekolojik şartlarına uygun olduğunu ve iyi bir vegetatif gelişme gösterdiğini ispatlamıştır.
Kivi botanik olarak gerçek bir sarılıcı, yani bir sarmaşıktır. Bu nedenle "çardak" ve telli terbiye sistemlerinde yetiştirilir. İki evcikli (dioik) olması nedeniyle, erkek ve dişi çeşitler söz konusudur. Bahçe tesisinde çeşit karışımı zorunludur. Bugün dünyada dişi çeşitler arasında en çok yetiştirilen Hayward çeşididir. Bunun yanında, Bruno, Abbott, Monty ve Vincent çeşitleri de yetiştirilmektedir. Erkek çeşitler tozlayıcı olarak kullanılırlar. Tomuri ve Matua çeşitleri en çok kullanılanlardır.
Halen Araştırma Enstitüsü, Rize Tarım İl Müdürlüğü ve Rize'deki bazı üreticiler tarafından Kivi fidanı üretilerek isteyen üreticilerin hizmetine sunulmaktadır.
Rize'deki kivi yetiştiriciliğine bakacak olursak 1995 yılında 1 (bir) hektar ile 1 (bir) ton olan üretimimiz, 1996 yılında 9 (dokuz) hektar ile 20 (yirmi) tona ve 1997 yılında ise 25 (yirmileş) hektar ile üretim 99 (doksan dokuz) tona ulaşmıştır. 1997 yılı fiyatlarıyla 1 kg kivi yaklaşık 250.000 TL olduğundan kivi üretimi ile ilimize 25 milyar TL'lık bir girdi sağlanmıştır.
Rize'de çaya ayrılan 502.464 dekarlık arazinin bir %5'inin kivi üretimine uygun araziler olarak değerlendirilmesi ile ortalama 1997 fiyatlarıyla 10 trilyonluk bir gelir söz konusudur.
Burada mevcut tarıma elverişli arazinin önemli bir bölümünü çay oluşturduğundan, çaylık arazilerimizin küçük bir bölümünü sökerek kivi üretimi için ayırabiliriz. Ancak bu işi yaparken üreticilerimiz mevcut çay bahçelerini sökecekler ve ıslah edecekler. Ayrıca dört yıl; kivi ürün verene kadar çay ürününden feragat edeceklerdir. Sonra kivi üretimi çay gibi kolay bir tarım değildir; ilk kuruluş aşamasından itibaren teknik ve yetiştiricilik konusunda üreticimiz yardım almak zorundadır. Bu nedenle şu anda üreticilerimizi teşvik etmek amacıyla Devlet teşviki zorunludur.
Üreticileri teşvik etmek ve refaha kavuşturmak için Rize Sosyal Yardımlaşma Ve Dayanışma Vakfı Başkanlığı'nın katkılarıyla 1997 yılında Çayeli ilçesinde 7 milyar TL ödenek ile 100 aileye 500'er m2'lik kivi bahçesi tesis edilmiştir. 1998 yılında da yine Çayeli'nde 60 aileye 5 milyar ödenek ile kivi bahçesi tesis edilmiş ve bu çalışmalar devam etmektedir. Ancak bu yeterli değildir.
Ayrıca, bu hızla devam edersek üretilen maksimum kapasiteye ve verim çağına kivi üreticiliğimiz 10 yılda ulaşır. Bu kapasiteye ulaşıncaya kadar bilinçli davranıp şimdiden ileriyi görmek ve ona göre çalışmalar yapılmalıdır. Bunları kısaca özetleyecek olursak:
1- Çaydan daha fazla ekonomik getiri sağlayacak diye çaylıklarımızın tamamının bu iş için ayrılmasını önlemek ve sadece belirli bir bölümünde kivi yetiştiriciliğine uygun arazilerde kurulmasına müsaade edilmelidir. Kuruluş aşamasında üreticiler bilinçlendirilmelidir.
2- Bahçe tesis ederken tekniğine uygun ve sağlıklı ve kaliteli bitkilerle bahçe tesis edilmelidir.
3- Şimdiden kivi meyvelerinin depolanabilmesi ve uzun süre pazarda kalarak daha ekonomik olması için soğuk hava depolarının kurulması gerekmektedir.
4- Tanıtımın iyi yapılarak halkımızda kivi yeme alışkanlığının geliştirilmesi gerekmektedir.
5- Kivi marmelat, reçel, meyve suyu, çay, dondurma ve benzeri gibi gıda sanayiinde kullanılabildiğinden işleyebilecek entegre tesislerin de desteklenerek kurulması önemlidir